Türk Kızılay Sakarya Şube Başkanı Cevdet Koç, deprem bölgesinde yaşanan olayları ve Kızılay ile ilgili yapılan eleştirilere yanıt verdi. Koç, “Kızılay kamu bütçesi olan bir kurum değil, Kızılay’a bağlı işletmeler var. Bu işletmelerin karları dönem sonunda Kızılay’a aktarılıyor. Eleştiriler yapılabilir; ancak ben birçoğunu art niyetli olarak buluyorum” dedi.
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından Kızılay tarafından bazı yardım kuruşlarına yapılan çadır ve gıda satışları eleştiri konusu oldu. Sakarya’daki 568 adet yaşam konteynerinin ihale ile satışının gerçekleştirilmesi de çok konuşulan konular arasında yer aldı. Ortaya atılan iddiaları ve Kızılay’ın deprem bölgesindeki faaliyetlerini değerlendiren Kızılay Sakarya Şubesi Başkanı Cevdet Koç, eleştirilerin art niyetli olduğunu dile getirdi.
“İLK ANDA ORADAYDIK”
Türk Kızılay Sakarya Şube Başkanı Cevdet Koç, “Büyük bir afet yaşadık. Allah bir daha göstermesin. Ölmüşlerimize rahmet, kalanlara da hızlı bir şekilde sağlık diliyoruz. Olayı duyduğumuz andan itibaren Genel Merkez koordinasyonumuzda hemen kriz masamızı oluşturduk. Bize verilen görev noktası olarak Hatay’ın İskenderun ilçesine Sakarya’mıza ait mobil aşevimizi yönlendirdik. 7 Şubat sabahı saat 05:00 itibariyle kurtarma ekibinde çalışan arkadaşlarımıza ve depremzedelerimize bölgede hemen sıcak çorba ve çay dağıtımına başladı mobil aşevimiz. Mobil aşevimiz ve şube personellerimiz orada hizmet vermeye devam ediyorlar dönüşümlü olarak” şeklinde konuştu.
GENÇ GÖNÜLLÜLER
“Gönüllülerimizden de destek alarak bölgedeki depremzede vatandaşlara hizmet vermeye devam ediyoruz” diyen Koç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Şu anda Sakarya Şubesi olarak gönderdiğimiz 400 civarında gönüllümüz var. Ayrıca ikinci defa göreve gönderdiğimiz genç gönüllülerimiz var. Genç gönüllü kardeşlerimiz ilk olarak Malatya’ da bir haftalık görev yaptılar ve şuanda Hatay’dalar. 44 gencimiz gönüllü olarak bölgedeler. Dönüşümlü olarak yine diğer illerde çadır kentlerde ve konteyner kentlerde destek sağlıyorlar.
“SADECE AŞEVLERİ DEĞİL”
Sadece aşevi olarak da hizmet vermiyoruz. Gazeteniz aracılığıyla sayısal verileri de paylaşmak isterim. Şuanda genel merkezimizin yönlendirmesi ile sahada 1177 personelimiz ve 4 bin 10 gönüllümüz görev yapıyor. Kızılay deprem bölgesinde bine yakın noktada hizmet veriyor. 86 ikram aracı, 370 mobil mutfak, 47 mobil fırın, 22 sahra mutfağı, 361 diğer araç ve gereçlerle ve 886 araçla koordine ediyor yardımları. 5 Kızılay aşevi afetzedelere düzenli olarak yemek çıkarıyor. Bu çıkarılan yemekler mobil aşevlerimize dağıtılarak oradaki kamplarda çadır kentlerde ve diğer toplama bölgelerinde dağıtılıyor.
“HER ALANDA ÇALIŞTIK”
Ayrıca 6 mobil sağlık aracımız deprem bölgesinde birinci basamak sağlık hizmeti veriyor. Türkiye genelinde 300 kan bağışı noktası da deprem bölgesi ihtiyaçları için hazır. Kızılay depolarındaki 54 bin 70 çadırı deprem bölgesine sevk ettik. AFAD‘ın talimatıyla 36 bin 555 kişiye psikososyal destek verdik, psikologlarımız da sahada. Kızılay koordinasyonunda Afet Beslenme Grubu şimdiye kadar yaklaşık 11 milyon 895 bin kişilik çorba, 85 milyon 710 bin kişilik sıcak yemek dağıtıldı. Yani yaklaşık olarak Türkiye nüfusu kadar öğün yemek dağıtmışız ve dağıtmaya devam edeceğiz. 93 milyon 140 bin ekmek, 14 milyon 680 binden fazla ikramlık, 7 yüz 70 bin adet su ve bu tür içecekler dağıttık. Diğer gelen bağışlarımızı da oradaki ihtiyaç sahiplerimize hızlı bir şekilde ulaştırıyoruz.”
ÇADIR SATIŞI ELEŞTİRİLERİ
Kızılay’ın her alanda canla başla çalıştığını belirten Koç, “Kızılay her noktada insanların her baktığı yerde sahada olmaya gayret ediyor. Kızılay’ın çadır satışı konusunda ve diğer hizmetler konusunda yetersiz olduğuna dair çok fazla eleştiri yapıldı. Kızılay defa gönüllülük esasıyla çalışılan bir kurum. Gönüllü arkadaşlarımız depolardaki dağıtım ve yardımlar konusunda adeta bir birbirini ezecek noktaya gelecek şekilde çalışıyorlar. Bu kadar emeği, bu kadar iyi niyeti, bu kadar gönüllülüğü yok saymak haksızlık olur. Evet, eksikler vardır, insanın olduğu her yerde eksik aramak mümkündür. Burada nereden baktığınız ve nasıl baktığınız çok önemlidir. Kızılay ilk andan itibaren deprem bölgesindeydi. Sakarya’dan İskenderun’a 24 saat sonra aracımız oradaydı. Bundan daha hızlı olabilir mi? Elimizdeki imkanlarla, bu kadar büyük bir alana, 11 ilin aynı anda afete uğradığı bir durumda elbette ki aksaklıklar olacak” ifadelerini kullandı.
“ART NİYETLİ BULUYORUM”
Cevdet Koç açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Gönül isterdi ki hiç afet olmasın, herkese anında müdahale edilsin, hiç can kaybımız olmasın. Bu mümkün değil fiziki olarak. Eleştiriler yapılabilir, ben birçoğunu art niyetli olarak buluyorum. İyi niyetli eleştiriler başımızın üstünde; bu bizim gelişimimizi sağlar, kurumsal olarak eksiklerimizi görmemizi sağlar. Bu işi siyasi malzeme konusu haline getirerek, farklı yollarla Kızılay’ı yıpratmaya çalışanları çok hoş karşılamıyorum. Kızılay siyaset üstü bir kurumdur. Yardım aldığı kişilere de, yardım ettiği kişilerin de inanışını, siyasi görüşünü, etnik yapısını sormadan yardım eder, yardım alır. Kızılay 155 yıllık bir kurumdur, devletin göz bebeği olan kurumlardan bir tanesidir. Bu kurumu boş şeylerle eleştirip yıpratmanın kimseye fayda sağlayacağını düşünmüyorum. El birliği ile bu kurumu daha da geliştirmemiz gerekiyor. Kızılay bu milletin ortak malıdır.
“KIZILAY KAMU KURUMU DEĞİL”
Çadırlarla ilgili konuya tekrar değinmek gerekirse, Biz depomuzdaki çadırları AFAD’ın talimatıyla 54 bin 76 çadırımızı depremin 3. günü belirtilen bölgelere sevk ettik. Kızılay neticede bir kamu kurumu değil. Kamu bütçesi olan bir kurum da değil. Tamamen vatandaşlarımızın gönlünden kopan bağışlarla bu faaliyetleri yürüten bir kurum. Bu kurumun devamlılığını sağlama adına planlanmış, uzun yıllar önce büyüklerimizin tasarladığı bir şirketleşme var. Kızılay’ın sodası var mesela; Mustafa Kemal Atatürk’ün Kızılay’a bıraktığı bir armağan. Bunun gibi işletmeler var. Bu işletmeler çoğaltılarak kendi ihtiyaçlarını ve o alandaki hizmetleri veya ihtiyaçları karşılayacak yatırımlar yapıldı. Bu yatırımların karşılığında da bir ticari faaliyet oluşuyor. Bu ticari faaliyetler neticesinde gelirler Türkiye Kızılay Derneği kurumuna aktarılıyor ve insanların hizmetinde kullanılıyor. 2022 yılında bu iktisadi işletmelerin karı yaklaşık 300 milyon TL’dir. Bu şirketlerden elde edilen karlar dönem sonunda Kızılay Derneğine aktarılıyor ve iyilik hareketi ve hayır hizmetlerinde kullanılıyor.”
“BOĞAZINIZ DÜĞÜMLENİYOR”
Kendisinin deprem bölgesinde bulunduğunu anlatan Cevdet Koç, “Orada çok fazla izlenimlerimiz ve bizi duygulandıran olaylar oldu. Oraya gittiğinizde gerçekten nutkunuz tutuluyor, boğazınız düğümleniyor. Yani anlatırken bile bunu hissediyorsun. Biz depremi yaşamış bir milletiz. Ben deprem bölgesinde yer alan bütün illere gittim. Her gittiğim ilde Sakaryalı vatandaşların yardım konusunda birbiriyle yarıştığını gördüm. Hiçbir şey beklemeden kimseden talimat beklemeden, insanların elindekini, evindekini, eşindekini, dostundakini alarak kendi özel imkanlarıyla oralarda hizmete koştuğunu gördüm. Adamın lokantası var, ismini vermeyeceğim dükkanını kapatmış, yanına iki arkadaş daha bulmuş, Kırıkhan Belediyesi’nin önüne tezgahını kurmuş. Her gün 5 bin kişiye yemek dağıtıyor. Yani bunu bir talimatla yaptıramazsınız, bunu parayla yaptıramazsınız. Bütün illerimizde de baktığınızda Sakarya’nın çok üst düzey şekilde seferber olduğunu gördüm. Yani Sakarya halkına bu konuda müteşekkirim. Çok teşekkür ederim. Özellikle kan konusunda ilk andan itibaren duyurular geçtiğinde vatandaşlar kan verme sırasına girdiler. Alarm verildiğinde insanların gece saatlerine kadar sıra beklediğini gördük” ifadelerini kullandı.