OHAL kararı Meclis’e gelirken TBMM Genel Kurulu’nda okunuyor. Oylama sonucunda karar yürürlüğe gireceği kaydedildi.
OHAL kararı, TBMM Genel Kurulu’nda okunuyor. Meclis’te yapılan oylama sonucunda karar yürürlüğe girecek. TBMM’de depremden etkilenen 10 ilde OHAL ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı kararı görüşülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan OHAL ile ilgili ” Türkiye‘de süreci istismar eden, ticarette yolsuzluklara giden tüm tefecilere, fitne gruplarına karşı müdahale imkanını devlete vermiş olacaktır.” ifadelerini kullanırken İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen 10 ildeki 3 aylık olağanüstü hal (OHAL) süresinin 1 aya indirilmesi halinde destek vereceklerini bildirdi. Meclis’teki görüşmelerde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: “Bu büyük afetin yaralarının sarılması için Meclis’imizin OHAL ilanına destek vererek milletimizin, devletimizin yanında olacağına inancımız tamdır” dedi. İşte detaylar…
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay kararla ilgili Meclis’teki görüşmelerde kürsüye çıktı. Oktay’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“6 Şubat pazartesi günü 04:17’de Kahramanmaraş Pazarcık’ta 7,7 büyüklüğünde ve aynı gün 13:24’te Kahramanmaraş Elbistan’da 7,6 büyüklüğünde meydana gelen iki büyük depremle sarsıldık. Depremin odak derinliği yaklaşık 7 km olup sığ odaklı bir depremdir. 6 Şubat 2023 tarihinde yaklaşık olarak 9 saat ara ile Kahramanmaraş ilimizde Pazarcık ve Elbistan merkezli, ülkemizin son yüzyılda yaşadığı en büyük depremlerini yaşadık. Art arda oluşan bu depremler ülkemizin her yerinde olduğu gibi etrafımızdaki birçok ülkede de hissedilmiştir.
” DEPREM YAKLAŞIK 110 BİN KM2 ALANI ETKİLEDİ”
Yaklaşık 110 bin 000 Km2 bir alanı etkileyen ve çok büyük bir yıkıcı etkisi olan bu depremler sonucunda 10 ilimizde çok geniş bir alanda can kaybına ve yaralanmalara neden olmuş, çok sayıda bina hasar görmüştür. Bu değer Avrupa’da birçok ülkenin yüzölçümü kadar veya ondan daha büyüktür. Bu deprem Anadolu coğrafyasının son 2000 yıllık tarihçesinde 1668 Büyük Anadolu Depremi ve 1939 Erzincan depreminden sonra meydana gelen en büyük üçüncü depremidir. Bu depreme yakın 1939 Erzincan depreminde 33 bin can kaybı meydana gelmiştir. Erzincan Depremine yakın büyüklükte olan bu son depremlerde can kaybımızın bu sayıyı aşmamasını temenni ediyoruz.
DEPREMDE CAN KAYBI 14 BİN 351
Yaşadığımız bu büyük afette göçük veya yıkım sonucu an itibari ile 14 bin 351 kişi hayatını kaybetmiş, 63 bin 794 kişi yaralanmıştır. Depremin ilk dakikalarından itibaren başta AFAD, TSK, Jandarma, Polis arama kurtarma personelleri olmak üzere ülkemizin tüm kapasitesi afet bölgesine sevk edilmiştir. 24 bin 727’si arama kurtarma personeli olmak üzere eşitli kurumlarımız ve sivil toplum kuruluşlarından toplam 113 bin 318 personel ve gönüllü afet müdahale çalışmalarında bulunmaktadır. Ülke genelinden deprem bölgesine 1245 ambulans, 245 UMKE timi ve 5 uçak ambulans ile toplam 6572 sağlık personeli sahada hizmet vermektedir.
“BÖLGEDE 10 BİN 363 İŞ MAKİNESİ GÖREV YAPIYOR”
Ayrıca 920 vinç, 421’i ekskavatör olmak üzere sahada 10 bin 363 iş makinesi görev yapmaktadır. Deprem ve olumsuz hava şartları nedeniyle afet bölgesine lojistik desteği etkileyecek sıkıntılar kısa sürede çözülmüştür. Türkiye geneli yol ağımızda ana arterlerin hepsi ulaşıma açıktır. Dün itibariyle tüm afet bölgesine kontrollü şekilde elektrik verilebilmektedir.
“1122 SORTİ YAPILDI”
Bölgeye lojistik desteği sağlamak üzere 22 Gemi, 81 uçak ve 79 helikopter görevlendirilmiş olup 1122 sorti gerçekleştirmiştir. Girmediğimiz il ve ilçe kalmamıştır. Kardan dolayı ulaşılamayan bölgelere helikopterlerle ulaşıldı. Depremden etkilenen illerimizde beslenme ihtiyacını karşılamak için 88 seyyar mutfak ve 79 ikram aracı hâlihazırda hizmet vermektedir. Ayrıca; kumanya, paketli gıda, süt, ekmek ve su düzenli olarak afet bölgesine gönderilmektedir. Geçici barınma ihtiyacının karşılanması için bölgede 100 binin üzerinde çadır kurulmuş ve 1 milyon 255 bin battaniye gönderilmiştir.
“GEÇİCİ BARINMA ALANLARINDAKİ VATANDAŞLARIN SAYISI 750 BİNİ AŞTI”
Milli Eğitim Bakanlığı’mızın pansiyon ve spor salonları ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’mızın KYK Yurtları, Gençlik Merkezleri ve spor salonları afetten etkilenen vatandaşlarımızın geçici barınmaları için 451 bin 880 yatak tahsis edilmiştir. Barındırılan vatandaşlarımızın sayısı 750 bini aştı. Deprem bölgesinden diğer illerimize gitmek isteyen vatandaşlarımız için ilk etapta 1 milyon 100 bin kişilik geçici barınma imkanı da oluşturulmuştur.
“AFET BÖLGESİNDEN 27 BİN 722 VATANDAŞIMIZ TAHLİYE EDİLDİ”
Bu kapsamda afet bölgesinden 27 bin 722 vatandaşımız tahliye edilmiştir. Deprem anından bu yana çalışmalarımız, adeta bir seferberlik halinde kesintisiz sürdürülmektedir. Depremden zarar gören vatandaşlarımız için bir yıl içinde tamamlayacağımız afet konutları ile vatandaşlarımıza yapacağımız ayni ve nakdi yardımlar, ilaç ve tıbbi malzeme, çadır, gıda gibi diğer afet ve acil durum faaliyetleri harcamalarına ilişkin bütçelerimizi planladık ve kurumlarımıza tahsis etmekteyiz.
Bu kapsamda; Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinin tıbbi malzeme, cihaz ve ilaç alımları, AFAD’ın afet ve acil durum harcamaları, Ulaştırma Bakanlığının depremden zarar gören yol, köprü vb yerler için yapacakları harcamaları, Milli Savunma, Emniyet ve Jandarmanın depreme yönelik acil giderleri, Valilik, kaymakamlık YİKOB ve İl Özel İdarelerinin ihtiyaçları, başta olmak üzere kamusal hizmetlerin kesintisi olarak yerine getirilmesi için AFAD olmak üzere tüm kurumlarımızın deprem amaçlı nakit talepleri hızlıca karşılanmaktadır.
“İLK ETAPTA 100 MİLYAR TL KAYNAK AYRILDI”
Bu amaçla ilk etapta 100 milyar TL kaynak ayrılmıştır. İhtiyaca göre bu destekler artarak devam edecektir. 1 yıl içerisinde konutların yapılması geçici barınmanın çözülmesi gibi durumlarda bu kaynak kullanılacaktır. Depremden zarar gören her bir aileye acil ihtiyaçlarının karşılanması için ilk etapta 10 bin TL yardım verilmesini kararlaştırdık. Bölgelerin tamamına kontrollü doğal gaz vermeye başladık. Akaryakıt sıkıntısı için de bölgeye yoğun sevkiyat devam ediyor. Haberleşme ile ilgili sıkıntılar çözüldü. Psiko-sosyal gelişmeler için de gerekli tedbirleri almış durumdayız. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız depremin yaşandığı 10 ilimizi “genel hayata etkili afet bölgesi” olarak ilan etmiş, arama-kurtarma faaliyetlerinin ve sonrasındaki çalışmaların süratle yürütülebilmesini temin için, Anayasanın 119’uncu maddesine dayanarak, 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan etme kararını kamuoyu ile paylaşmıştır.
Olağanüstü durumlar olağanüstü tedbirlerin alınmasını gerektirir. OHAL ilanı, verildiği gün Resmi Gazete’de yayımlanmış ve TBMM’nin onayına sunulmuştur. Olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın hastalık ve kamu düzenini tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan OHAL uygulamasında amaç; yaraların en hızlı şekilde sarılmasıdır. Acil ve hayati ihtiyaç malzemelerinin karşılanması, afet bölgesinde yıkılma riski olan binaların bulunduğu alanlara girişin sınırlandırılması, tehlike arzeden binaların yıkılması ve zaruri ihtiyaçların dağıtımının düzenlenmesi gibi zorunlu işler olağanüstü hal yönetimi ile kolaylıkla ve hızlıca sağlanabilecektir.
Mülki idare amirleri, tedavi, kurtarma, yedirme, giydirme ve barındırma gibi işlerle bu gibi işlerin gerektirdiği acil satın almaları ve kiralamayı doğrudan yapabilecektir. Konaklama tesislerinin olağanüstü hal gereklerine göre kullanılabilmesi OHAL kapsamında mümkün olabilecektir. Krizin boyutları göz önünde bulundurularak; depremin yıkıcı etkisi, ağır kış şartları ve doğrudan etkilenen il sayısı ve nüfusa göre 3 aylık süre belirlenmiştir.”
“ZAMANI GELİNCE TARTIŞACAĞIZ”
Öte yandan İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’nin, tarihin en acı günlerini yaşadığını belirterek, depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, enkaz altında yaşam mücadelesi verenlere selamet diledi.
Türk milletinin büyük bir millet olduğunu, yaraların sarılacağını vurgulayan Dervişoğlu, “Ancak stratejik planlamadaki eksiklikler, duruma hemen vaziyet alamamak gibi nedenlerle bazı olaylar istenmedik şekilde yaşandı ve toplumsal hafızada izler bıraktı. Devletlerin, yaşadığı coğrafyanın hassasiyetini bilerek öngörü ve stratejik palanlara sahip olması gerekir. Tehlike, bağıra bağıra ‘geliyorum’ derken bazı ihmallerin olduğunu görüyoruz. Bunu zamanı gelince tartışacağız.” diye konuştu.
“KAYYUM MODELİNİ GETİREBİLECEK BİR TEHDİT OLUŞTURABİLİR”
TBMM Genel Kurulunda bugün, 10 ilde 3 ay süreyle OHAL ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı’na ilişkin tezkerenin görüşüleceğini hatırlatan Dervişoğlu, “Afet kanunundan kaynaklı olarak yürütmenin kullanamayacağı bir yetki yok; bu kanunun tanıdığı hak ve yetkiler, bu süreci yürütmeye ziyadesiyle elverişlidir. Ama duruma zamanında vaziyet alamama, koordinasyonsuzluk, stratejik planın olmaması gibi nedenlerle elbette bu teklife de kayıtsız kalmamız mümkün değil.” ifadelerini kullandı.
“BU SÜRENİN 1 AY OLMASINI İSTİYORUZ”
Dervişoğlu, CHP ile görüştüklerini, eğer OHAL’in, bir eksikliğin giderilmesine kolaylık getiriyorsa buna taraftar olduklarını ancak süreyi uzun bulduklarını ilettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Milletimizin geleceğini bağlayan uzun süreli OHAL süreci yerine, ihtiyaçların giderilmesi için kısa dönemli OHAL ilanına sıcak bakıyoruz. Bu sürenin 1 ay olmasını istiyoruz. Genel Kurulda bu talebimizi bir önergeyle Meclis’in gündemine taşıyacağız. CHP de buna sıcak baktı. İktidarın grup başkanvekillerine de talebimizi ilettik. Milletimizin geleceğini bağlayan 3 aylık OHAL sürecinin mahsurlarına işaret ederek bunun 1 aylık bir süreyle sınırlı tutulması gerektiğini belirttik. Ancak AK Parti yetkilileri bunun mümkün olamayacağını, çünkü kararın Resmi Gazete’de yayımlandığını söylediler.
OHAL Kanunu’nun kolaylıklar sağlayacağını söylüyorlar. Biz böyle düşünmüyoruz. Afet kanunu bu süreç için yeterli. Afet kanununda kişisel hak ve hürriyetlerin sınırlanması söz konusu olamıyor. Ancak OHAL ile bu haklar sınırlanabiliyor. Biz bu dönemin kişisel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması dönemi olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca OHAL ile belediyelerin yetkileri, kaymakam ve valiliklere devrediliyor. Bu süreç birlik ve beraberlik içerisinde atlatılması gereken bir süreçtir. Ancak belediyelerin yetkilerinin özel kanunla kaymakam ve valiliklere verilmesi beraberinde kayyum modelini getirebilecek bir tehdit oluşturabileceğini düşünüyoruz. 1 aylık OHAL ilanına ‘evet’ ama 3 aylık dönemi kapsayan bu sürece rıza gösteremeyiz. Milletimizin geleceğini bağlayan, belediye yetkilerinin devrine izin veren bir sürece seyirci kalmamız mümkün değil.”
“BÖYLE BİR COĞRAFYADA YAŞIYORSANIZ TEDBİRLERİNİZ OLACAKTIR”
Dervişoğlu, Türkiye’nin bu felaketi aşacağını, böyle bir dönemde siyasetin konuşulmayacağını, önemli olanın yaşanan felaketten ders çıkarmak olduğunu vurguladı.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dervişoğlu, dün gece itibarıyla bölgeye 164 tır yardım ulaştırdıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına ilişkin bir soruya Dervişoğlu, “Jeopolitik ve jeolojik açıdan riskli bir bölgede yaşıyorsunuz, bilim adamları da çeşitli açıklamalar yapıyor. Devlet böyle bir coğrafyada stratejik akıl geliştirmeli. Devletin bu tür olaylara karşı plan ve stratejisinin olması gerekir. Ama görülüyor ki bu planlama ve stratejik akıl layıkıyla yerine getirilmemiş. Buna kaderin tecellisi olarak bakamayız. Böyle bir coğrafyada yaşıyorsanız tedbirleriniz olacaktır.” karşılığını verdi.